YİNE BİR ÇARŞAMBA VE YİNE BİR KISA YAZI GÜNÜ
![]() |
Ejder Kanadı ve Rün Büyüsü |
Öncelikle hepinizin Ramazan Bayramı kutlu olsun... Büyüklerinizin ellerinden, küçüklerinizin de gözlerinden öptüğünüz kalabalık ve mutlulukla dolu bir bayram olsun. Bugün bayram olmasından dolayı ben de sizin vaktinizi çok almak istemiyorum ve bugüne ait sadece kısa bir yazı hazırlmakla yetindim.
Lafı fazla uzatmadan geçelim direkt koumuza...
Bugünkü konumuz; geçen ayın sonlarında Ejder Kanadı adlı kitabı okurken yarısına kadar olan alıntılarımı paylaştığım Part 1'in, Part 2'si...
Kitabı bitirdiğimize göre artık geriye kalan alıntıları da sizle payaşabilirim. O zaman başlayalım mı, dostlar?
![]() |
Alıntı Defterim |
- ...soğuk, sevgisiz bir çocukluk; yaşamın bütün güzel hediyelerini açmış ve hepsinin pislik dolu olduğunu keşfetmiş bir çocuk.
- "Ama bilinçsiz olarak ne kadar çok zarar verdik? Hep iyilik yapmayı kstederek. Tanrı olmadan, ama tanrıların gücüyle. Ama bilgelik olmadan."
- "'Neden' tehlikeli bir şeydir," dedi Haplo. "Eski, rahat alışkanlıklara meydan okur; insanların düşünmeden, her ne yapıyorlarsa yapmaları yerine, yaptıkları hakkında düşünmelerine sebep olur. Halkının bundan ürkmesine şaşırmamak lazım."
- "Benim fikrime göre asıl tehlike 'neden' diye sormakta değil, yegane yanıtı bulduğuna inanmakta," dedi Alfred, kendi kendine konuşurcasına.
- "Sen kötüysen," dedi genç kız, ellerini koluna sararak, "planlarını dinlemeyi reddederek ve her seferinde dehanı köstekleyerek, bu dünyadır seni kötü yapan. Ben senin yanında yürürken, sana gün ışığını getireceğim."
- İridal kendi kendisinin gardiyanıydı, utancıyla bağlanmış, korkusuyla esir edilmişti.
- Ve önemseyiş, görünmez bir hapishanedir.
- "Savaştan, insanların acı çekip öldüğünü görmekten ve bunların hepsinin sebebinin hırs ve nefret olduğunu görmekten tiksindik ve dünyayı terk ettik..."
- "Tanrı olduklarına inandılar. İyi olanı yapmaya çalıştılar. Ama bir şekilde her şey kötüye gitti."
- Zaten üstümüze çöken trajedinin sebebi, kendi haline bırakılması gerekeni kontrol etmeye çalışmamızdı.
- Bu hücre yaşamından çok da farklı değil - soğuk, kasvetli, boş bir zindan. Duvarlarını kendim yaptım - paradan duvarlar. Kendimi içeri kapatıp kapıyı kilitledim. Kendi kendimin gardiyanı, muhafızıydım. Ve işe yaradı. Hiçbir şey bana dokunamadı. Acı, tutku, merhamet, pişmanlık - duvarları aşamadılar. Hatta para için bir çocuğu öldürmeyi bile düşündüm.
- Ve sonra çocuk anahtarı ele geçirdi.
- Ve önemseyiş, görünmez bir hapishanedir.
- Belki de değildir. Belki de özgürlüktür bu.
- Ben kötülük yaptım. Ama bana öyle geliyor ki, İridal, hiçbir şey yapmamakta da aynı derecede kötülük var.
- Geg ne söylemesi gerektiğini biliyor, diye düşündü Haplo. Ama bir türlü bunu kabullenemiyor.
- İçinde süren daimi savaşla, kendisini ve başkalarını tehlikeye karşı korumak için muhteşem güçlerini kullanma iç güdüsü ve böyle yaparsa yarı-tanrı olarak görülme tehlikesi arasındaki mücadeleyle başedemiyordu.
- Onları öldüren ümitsizlikti. Şimdi hissettiği ümitsizlik gibi; büyük, boğucu bir hüzün. Tanrı olduklarını düşünmüş, tanrı gibi davranmışlardı ve gerçek tanrıları dinlemeyi bırakmışlardı. Sartanların düşüncesine göre, işler yolunda gitmemeye başladığında, dünya için en iyisinin ne olduğuna karar verme hakkını kendilerinde görmüşler ve buna göre davranmışlardı. Ama sonra başka bir şey aksamış ve müdahale edip düzeltmek zorunda kalmışlardı ve bir şeyleri düzelttikleri her seferinde, başka bir şeyin aksamasına sebep olmuşlardı. Kısa sürede bu görev başedemeyecekleri kadar fazla olmuştu; yalnızca bir kaç kişiydiler. Ve sonunda fark ettiler ki, kendi haline bırakmaları gereken bir şeyle uğraşmışlardı. Ama artık çok geçti.
![]() |
'Ejder Kanadı' Alıntılar |
MUTLULUKLA DOLU BİR BİTİŞ YAZISI
Ve yazımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Biliyoruz ki hepimiz, her şeyin bir sonu vardır. Ama şunu da biliyoruz ki, her sonun bir de başlangıcı vardır. Bu yazının sonu ama bir başka yazının da cuma günü bir başlangıcı olacak. Neyse ben buraya edebiyat kasmak için gelmedim; eğlenmek ve sizi de eğlendirmek için geldim. Çünkü bu hayattan sadece ben zevk alıyorsam o zaman bu hayatın pek anlamı kalmıyor. Ben hayattan aldığım zevkleri başklarıyla paylaşabiliyorsam işte o zaman gerçek mutluluğa ulaşıyorum ve sizle daha da çok mutlu oluyorum. Bu kadar mutlulukla dolu olduğuma göre de artık yazımı bitireyim ve siz de daha da çok mutlu olun, hayatınız ve ömrünüz mutluluklarla dolu olsun.
Kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın canlar, seviliyorsunuz...
😘😘😘