Hakkımda

Fotoğrafım
Çaylarınızı kapıp gelin ve sizinle güzelce bir muhabbet kuralım. Hayattan birazcık kopmaya hakkınız olsun değil mi? Bakmayın sayfamda çok aktif olamadığıma ama siz gelirseniz eğer, bu sayfamda daha çok aktif olmamı gereltirecek ve işte o zaman beraberce bir şeyler başarmış olacağız. Dikkat edin; biz diyorum, ben değil! Çünkü bu sayfayı ben oluştursam bile sizsiz hiç bir şey başarılı olamaz. Unutmayın ki, ilk başta ben bu sayfayı kendim için kurmuş olsam da, daha sonra paylaşacak kimsem olmadığı için bana hiç bir yararı olmadı. Bu yüzden size ve paylaşacaklarımıza ihtiyacım var. Haydi o zaman, daha ne bekliyorsunuz! Bir çay koyup gelin yanıma, daha paylaşacak bir çok şeyimiz var. :)
everest yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
everest yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Şubat 2019 Pazartesi

OCAK AYINDA OKUDUĞUM KİTAPLAR -PART 2- (Kısa bir yazı oldu!!!)

Merhabalar...👋👋
Ben yine arayı biraz açtıktan sonra yine buralara geldim. Aslında çok da açmamışım dört gün olmuş sadece... Ama olsun diyerekten ve bugün fazla konuşmadan Part 2'nin hakkını vererek, ocak ayında okuduğum dördüncü kitapla devam ediyorum.

Sarhoşlar - Orhan Kemal

Sarhoşlar - Orhan Kemal
Geçen ay okuduğum dördüncü kitap; Orhan Kemal'in bir öykü kitabı olan, Sarhoşlar adlı kitaptır. Kitabın içinde kısa kısa birbirinden güzel tam yirmi üç öykü var. Hemen hemen hepsi güzeldi diyebiliyorum çünkü hepsinin yazarı Orhan Kemal'dir ve (bilenler lütfen bilmeyenlere söylesin ki) ben Orhan Kemal hayranıyımdır. Aslında yazar olarak hayran olduğum birçok isim var ve Orhan Kemal onlardan biridir ve üst seviyelerde yer alır. Ama bu yazının konusu Orhan Kemal değil, onun Sarhoşlar adlı öykü kitabıdır.
Sarhoşlar'da, dediğim gibi birçok kısa öykü var ve hepsi güzel. Ama benim en beğendiğim on bir tane öyküsü var ve en sevdiklerimi size aşağıdaki gibi sıralayabilirim.
Kitabın içindeki öyküler

1. Celfin Eti
2. Kamyonda
3.  Sevda
4. Berduşlar
5. Küçükler ve Büyükler
6. Ayşe Hoca
7. Hatice Akdur Vesaire
8. İşadamı
9. Tokat
10. Odacı
11. Av

Yukarıdaki bu sıralama en beğendiğim öykülerdir ve bunlar size hayat dersi verecek öykülerin yanı sıra, size hayatın trajikomik yanlarını da sunuyor. Tabi, okuduğunuz öyküleri yazıldığı devirlerine göre okumak gerekir ve ona göre o öykülerden bir şeyler kapmaya çalışılmalıdır.
Ayrıca kitabın içindeki öykülerin en uzunu on sayfa falan olup, çok kısa hikayelerdir. Size şöyle diyeyim, kitabın kendisi yüz otuz sekiz sayfa... O yüzden bence bu kitabı kaçırmayıp, okumalısınız! Orhan Kemal'i seviyorsanız, bu öyküleri de seveceksiniz; kendisiyle tanışmadıysanız da, bu kitapla onunla tanışabilirsiniz. Özellikle bu kitapta olan Kamyonda ve Sevda öyküleri tam anlamıyla Orhan Kemal'in tarzını yansıtıyor. Bunu söyledikten sonra sizi diğer okuduğum kitaba doğru alalım; Uçurtma Avcısı...

Uçurtma Avcısı - Khaled Hosseini

Ah, bu kitap hakkında ne denebilir ki? İnstagramda yaptığım gibi, acaba "YORUM YOK!" yazıp, geçsem mi, bilemedim şimdi?
Uçurtma Avcısı
Kitabı okurken bir çok şey hissettim aslında; üzüldüm, ağladım, sevdim, pişmanlık duydum, sinirlendim, kitabı yırtıp atma noktasına kadar geldim. Ama tabi ki bunu yapmadım ve ilk defa bir kitaba karşı böyle sinirledim. Aslında kitabın ilk başlarında çok üzüldüm, ağladım ama sonraları artık dayanamama noktasına gelince okuduğum hüzünler sinire, öfkeye döndüler ve ben kitaptan her bir cümle okuyuşumda kitabı yırtmamak için ellerimi zor zapt ettim. O kadar üzüldüm ve o kadar sinirlendim ki, bunu size anlatabilmemin yolu yok! Bunu ancak bu kitabı siz de okursanız, anlayabilirsiniz!
Peki neden bütün bu duyguları bir arada yaşadım sizce? Cevap: insanların zalimliğinden ve bütün bunların gerçekten yaşanmış olmasından.
Gerçek bir hikayeden yola çıkılarak yazılan her roman, size daha başka etki ediyor ve ben bunu bir kere daha anlamış bulunuyorum.
Uçurtma Avcısı
İnstagramda bu kitap için, "Kesinlikle okumalısınız!" demiştim ve bu doğru. Bu kitabı kesinlikle okumalısınız! Ayrıca instagramda bu kitap için yazdıklarımdan başka bir şeyler burada yazabilir miyim diye baktığımda, yine yazamayacağımı gördüm. Oradaki yorumum, en doğru yorum. O yüzden hemen hemen aynı yorumu burada sizinle paylaşıyorum.
Bu kitap hakkında aslına bakarsanız söylenecek dolu dolu şeyler var ama burada söyleyeceğim, burada yazacağım hiçbir şey size bu kitabı tam olarak anlatamaz. Ben burada ne söylersem söyleyeyim; siz bu kitabı okuduğunuzda,  hiç bir yorumun bu kitabı tam olarak anlatamadığını göreceksiniz.
Kitap size çok fazla şey anlatacak, çok fazla şey katacak. Bende de olduğu gibi; düşüncelerinizi, duygularınızı, insanlığınızı size sorgulatacak. Bunlardan hariç daha neler neler gösterecek, size...
Bunlardan başka söyleyecek sözüm yok ve ben o yüzden bir an önce diğer kitaba geçiyorum.

 Nefret Oyunu

 Ocak ayının altıncı ve romantik kitabı olan Nefret Oyunu'na geldi sıra. Her ay kafamı alt üst eden mutlaka bir kitap çıktığı için; her ay kafamı dinlendiren, eğlenceli ve romantik kitaplar da okuyorum. Geçen ayın bu eğlenceli, romantik kitabı ise, Nefret Oyunu adlı bu güzellik oldu.
Nefret Oyunu
Kitabı genel hatlarıyla beğendim ama sanki kitabın ilk başları daha güzel gibiydi. Mesela bir paintball kısmı var ki, benim en çok hoşuma giden bölümüydü sanırsam. Zaten bu kısımdan sonra kitap biraz daha mizahtan çok, romantik kısıma döndü diyebilirim. Tabi mizah kısmı da vardı ama romantik kısımlar daha ağır basıyordu ve ben bu yüzden açıkçası pek de zevk alamadım çünkü ben saf romantik seven bir tip değilim. "Romantik kitaplar, kesinlikle mizahsız olmaz!" diyen bir tipim, daha çok. Ama bu demek değil ki, ben kötü bir kitap okudum. Aksine güzel bir kitaptı ve ana karakterler çok iyiydi.
Kitapta çok fazla rahatsızlık vermeyecek düzeyde cinsel içerikli kısımlar vardı. Zaten ana karakterler genelde yetişkin kişilerse; bu tür kitaplarda, bu gibi kısımlar illa ki oluyor.
Kitapta Lucinda ve Joshua adlı iki ana karakterimiz var ve kitap hakkında ki tek olumsuz görüşüm de, işte bu Joshua'nın aşırı romantik oluşudur. Zaten piyasa da böyle erkek yok ki olsa da her şekilde bir erkek için bu kadar romantiklik fazla bence!
Kitapta Lucinda'nın Joshua'dan korktuğu kısımlarda da, ne yalan adamdan ben de ürktüm biraz. Tabi benim için bir seri katil olmasa da, korkutucu bir tarafı vardı. Tabi bu da Lucinda'nın bakış açısından kaynaklandı. Çünkü Lucinda hep beni öldürecek gözüyle baktı Joshua'ya, ben ise; öldürmez ama süründürür gözüyle. 😁
Nefret Oyunu
Benim gibi, arada böyle eğlenceli kitaplar okumak isterseniz, seçebileceğiniz bir kitap.
Bu arada romantiklik konusundaki eleştirime pek takılmayın. Ben, kendim romantik biri olmadığım için bana bunlar sıkıcı ve saçma geliyor. Ben daha çok eğlence, mizah, komedi insanıyım. O yüzden romantik biriyseniz kitap tam size göre; ama benim gibi romantiklikten nasibini almamış, işin gırgırındaysanız yine seversiniz ama arada sıkılıp, burun kıvırabilirsiniz ve ben şahsen kıvırdım. Bu burun kıvırmanın ardından da benim gibi şunları söyleyebilirsiniz; "Ciddi misin? Ama bu çok saçma!" ve "Yuh Josh, bu kadar da olmaz ama! Ayağından vur dedik, sen cenaze töreni düzenledin!" gibi haklı isyanlarda bulunabilirsiniz. 😂😁😁

Dedikten ve gülüp, eğlendikten sonra geçen ayın okuduğum son kitabına geldi sıra ve o kitapla ilgili de biraz yazdıktan sonra artık ben kaçar. Zaten sanırım bu Part 2, Part 1'e kıyasla çok uzun olmayacak gibi duruyor.

Tutsak Bölüm 2 ve Güç (Gizli Çember 2)

Ocak ayında okunan son kitaba da böylelikle gelip, bu uzun ama çok uzun olan yazının da sonuna mı geldik? Bir bakayım, hakketten gelmişiz...
O zaman geçelim, geçen ay okunan son kitaba. Bu kitap aslında isminden çok seri adıyla tanınıyor ve bu kitap serisinin adı Gizli Çember'dir. Yazarı, şu dünyaca çok satan Vampir Günlükleri'nin yazarı olan L.J. Smith'tir.
Benim okuduğum bu kitap serinin ikinci ve son kitabıdır. Aslında yurtdışında bu seri üç kitap olarak yayınlanmış ama Artemis Yayınları bu seriyi iki kitapta tamamlamış. Bence böylesi daha iyi olmuş çünkü ben uzun soluklu serileri artık okuyamıyorum. Ayrıca böylesi daha iyi değil mi? İlk olarak elinizde üç kitap yerine iki kitap oluyor, okunması daha kolay oluyor ve bunlar sayesinde de bir seriyi çabucak bitirebiliyorsunuz. Zaten seri iki kitap olmasına rağmen, kitap sayfaları dört yüz falandı ve normal bir kitap boyutundan biraz daha küçüktü, hatta puntoları da buna rağmen küçük sayılmazdı.
Tutsak Bölüm 2 ve Güç (Gizli Çember 2)
Okuduğum serinin bu ikinci kitabı, orijinalinde Tutsak olan kitabın ikinci kısmı ve son kitap Güç'ün birleşmesinden oluşuyor. İlk kitabın adı ise Kabul Töreni ve Tutsak Bölüm 1 adıyla ülkemizde yayınlanmıştır.
Okuduğum bu serinin ikinci kitabı, hali hazırda bulunan serinin birinci kitabına göre daha güzeldi. Çünkü ilk kitap fantastik ve bilimkurgu serilerinde her zaman olduğu gibi daha çok yaratılan dünyayı tanıtım amaçlıydı ve bu yüzden bilgi yükleyen bir kitap olduğu için durgun bir kitaptı. Bu okuduğum kitap ise; birçok sırrın açığa çıktığı, bir çok gizemin çözüldüğü bir kitap olduğu için daha bir heyecanla ilerledi.
Ayrıca kitaptaki fantastik kısımlar kadar, gerilim kısımları da çok iyiydi. Uzun zamandır gerilim romanı okumamıştım ve bu kitabı okurken, bazı yerlerde harbi harbi gerildim. Cassie gibi ben de, iki de bir de etrafıma bakmaya başladım.
Kısaca ben bu seriye bayıldım. Arkadaşlık, dostluk, aile ve aşk konuları çok iyi işlenmişti. Bir yere ait olma duygusu da cabası... Ayrıca içinde fantastik olan tam bir lise yaşamı vardı kitapta ama bu duygusal açıdandı. Yoksa gerçek lise yaşamı konusunda her fantastik kitap gibi biraz kısırdı.
Bir de bu kitabın kapağı bir harika; gümüş ve mor! Ben her iki renginde hastasıyımdır ve bu iki renkte harika bir uyum içinde, bu kitapta muhteşem görünmüş.
Burada itiraf etmem gerekirse aslında ben bu seriyi okumaya, yıllar önce Secret Circle adında bir dizisi olduğunu bildiğim için başladım. Ama diziye gelen eleştiriler iyi olmadığı yönündeydi ve dizi sadece bir sezon yayında kalmış. Bu yüzden bir sezonluk ve yirmi iki bölümlük bir dizi...
Ben de hemen seriyi bitirir bitirmez, diziyi izledim. Dizi tam anlamıyla kitaptan çok farklı ilerledi. İyi bir uyarlama değildi. Ama buna rağmen dizi de bence çok güzeldi. Dizi ile kitap arasında farklı birçok nokta vardı ama bu diziyi hiç de kötü yapmamıştı. Gayet hoş ve güzel bir diziydi.
Dizi ikinci sezon onayını alamamış ama bu bence iyi olmuş. Çünkü dizinin son bölümünde ikinci sezona dair, biraz ipucu verilmiş ve bence o ipucundan anladığım kadarıyla ikinci sezonu batırabilirlermiş. Dizi de Adam'a bayıldım. Kitapta o kadar hoşuma gitmemişti ama dizi de ayrı bir hoş göründü gözüme ve ben dizideki Jake karakterini hiç sevemedim.
Neyse, bu kitap ve dizi hakkında söyleyeceklerim de bittiğine göre gelelim, kapanışa... 
Kapanış için ayrı bir başlık atmak istemedim, o yüzden kapanışı da bu başlık altında yapacağım.

Kendinize iyi bakın, seviliyorsunuz...

YAĞMURLU BİR GÜNDE YAPTIĞIM ŞEYLER